Yanan ormanlar nasıl yenilenir ?

Melis

New member
Yanan Ormanlar Nasıl Yenilenir? “Ağaç Dikip Unutmak” Değil, Ekoloji ve Adaletle Yüzleşmek

Merhaba forumdaşlar,

Keskin bir iddia ile başlayayım: Yanan ormanları sadece “hemen fidan dikelim” hızcılığıyla yenileyemeyiz. Bu refleks, vicdan rahatlatır ama çoğu zaman ekolojik gerçeklikleri, sosyoekonomik eşitsizlikleri ve yangın rejimlerinin bilimiyle yüzleşmekten kaçar. Yenilenme; toprak, su, tohum, mikroorganizma, iklim ve insanın karmaşık bir ortaklığıdır. “Ne kadar çok fidan o kadar iyi” gibi kolay sloganlar yerine, acı verici soruları ve zor çözümleri konuşalım. Buyurun, tartışmayı açıyorum.

Yangının Ekolojisi: Felaket mi, Döngü mü? İkisi de.

Bazı ekosistemler (özellikle Akdeniz havzası) yangınla evrimleşmiştir; kozalaklarını ısıyla açan türler, kök sürgünleriyle geri gelen makiler, yangın sonrası patlayan tohum bankaları vardır. Fakat iklim krizi, arazi kullanımı, yakıt birikimi ve yanlış müdahaleler yüzünden yangınların sıklığı ve şiddeti artıyor. “Doğal süreçtir, bırakın” romantizmi de “her şeyi dozerle kazıyalım, yer açalım” yıkımcılığı da tek başına yanlıştır. Soru şudur: Hangi sahada doğal ardıllık güçlendirilmeli, hangisinde ekolojik restorasyon şart?

Doğal Ardıllık mı, Aktif Restorasyon mu? Karar Ağacıyla Düşünmek

Bir yangın sonrası üç kritik değişken belirleyicidir:

1. Tohum kaynağı ve tür kompozisyonu: Yakın çevrede sağlıklı tohum saçan ağaç/çalı var mı? Tohum bankası (toprak altı) canlı mı?

2. Toprak ve su: Hidrofobik (su iten) katman oluştu mu? Erozyon riski nedir? Organik madde ve mikorizal ağ ne kadar zarar gördü?

3. İstila riski ve otlatma baskısı: İnvasiv ot/çalıların baskınlaşması veya kontrolsüz otlatma doğal gençliği boğar mı?

Bu üçü uygunsa “yardımlı doğal yenilenme” (çitleme, koruma, minimal müdahale) en akıllıca yoldur. Koşullar kötüyse, hedefli ve yerli türlerle aktif restorasyon gerekir: uygun yöre provenansına sahip fidan/tohum, mikorizal destek, şerit/ada dikimleri, gölgeleme/çapalama, otlatma yönetimi. “Her yere aynı fidan” değil; katmanlı, karışık, yangına uyumlu bir tür karışımı.

Hızlı Çözümlerin Karanlık Yüzü: Monokültür, PR Dikimi ve Kurtarma Kesimi

- Monokültür Plantasyonlar: Tek tür, tek yaş ormanlar yangına ve zararlılara karşı kırılgandır. Görsel olarak “yeşillendi” etkisi verir ama ekosistem hizmetleri (su tutma, toprak oluşumu, biyoçeşitlilik) zayıflar.

- PR Odaklı Fidan Kampanyaları: Yanlış mevsim, yanlış tür, yanlış yoğunluk; üç yanlıştan bir doğruluk çıkmaz. Fidanın dikilmesi değil, beş yıl hayatta kalması esas başarıdır.

- Kurtarma (Salvage) Kesimi: “Zaten yanmış” bahanesiyle aşırı endüstriyel odun çıkarımı; ölü odunu (snag/çürüntü) ve toprak üstü organik örtüyü süpürür. Oysa ölü odun, böcek-kuş mantar-kompleksinin ana yaşam alanıdır ve yeni neslin besini/korunağıdır.

- Yeni Yol-Şerit Açma İştahı: Her yol erozyon ve parçalanma demektir. Stratejik yangın şeritleri gerekir; ama planlı mozaik ve koridorlarla, rastgele değil.

“Erkekçe” Strateji & “Kadınca” Empati mi? İki Lens, Tek Bütün

Forumlarda sık gördüğümüz iki eğilimi kışkırtarak yan yana getireyim (özde doğuştan değil, yaklaşım farkı):

- Strateji/Problem Çözme Lens’i: Hedef, metrik, takvim ister. Yangın sonrası ilk 0–3 ay: erozyon kontrolü (malç, dal seddi, kontur kütükleme, küçük eşikler), su yollarının stabilizasyonu, izinsiz girişin engellenmesi. 3–24 ay: istilacı kontrolü, otlatma düzeni, çitleme, gençlik izlemesi. 2–5 yıl: seyrekleştirme, karışım artırma, yakıt yönetimi. Her adım için başarı göstergeleri (fidan yaşama oranı, çıplak toprak yüzdesi, akış hızı, tür zenginliği) tanımlanır.

- Empati/İnsan Odaklı Lens: Köyler, orman işçileri, yangın gönüllüleri, yas tutan topluluklar… Yenilenme sadece ağaç sayısı değil; geçim, sağlık, yas ve aidiyet meselesi. Psikososyal destek, yerel bilgelik (geleneksel ateş yönetimi, otlatma ritimleri), adil istihdam ve karar süreçlerine gerçek katılım olmadan hiçbir restorasyon kalıcı değildir.

Bu iki lensi birleştirmek zorundayız: Haritalar bilimle çizilir; kalıcılık adaletle sağlanır.

Adalet Boyutu: Kimin Ormanı, Kimin Geçimi?

Yanan sahalar “boş arazi” değildir. Avlaklar, arıcılık alanları, keçi yolları, kutsal/hatıra mekânlar, su kaynakları… Restorasyon kararları verilirken:

- Yerel mülkiyet ve kullanım hakları şeffaf mı?

- Gelir modelleri (fidan üretimi, tohum toplama, izleme ekipleri) yerel halka mı gidiyor, yoksa müteahhit döngüsüne mi?

- Erişim ve bakım yükü kimde kalıyor? Kadınlar çoğu zaman görünmeyen bakım işinin omuzlayanı; karar masasında görünür mü?

Adaletli olmayan restorasyon, ekolojik olarak başarılı olsa bile meşruiyet kaybeder ve uzun vadede söner.

Operasyonel Yol Haritası: A’dan Z’ye Kısa Kılavuz

1. 0–3 Ay (Acil):

- Erozyon önlemleri (malç, dal serimi, kontur bariyerler), dere yataklarının korunması.

- Hidrofobik toprak testleri; gerekiyorsa yüzey kırma/ince işleme.

- İzinsiz giriş, off-road ve kaçak kesime karşı koruma.

2. 3–24 Ay (Kuruluş):

- Yardımlı doğal yenilenme: çitleme, otlatma planı, istilacı kontrolü.

- Gerekirse hedefli dikim/ekim: yerli tür, yerel provenans, ada-şerit yöntemi; mikorizal destek.

- İzleme: fidan yaşama oranı, çıplak yüzey, tür karışımı, toprak nemi.

3. 2–5 Yıl (Yapılandırma):

- Seyreltme, yakıt merdivenlerini kırma, yapısal çeşitlilik (yapraklı-iğne yapraklı karışımı, çalı tabakası).

- Ölü odun ve biyolojik adaları özellikle koruma.

4. 5+ Yıl (Dayanıklılık):

- Mozaik peyzaj: yakıt yönetim alanları, kontrollü otlatma/ateş (bilim ve izinle), ekolojik koridorlar.

- Topluluk ortaklığı: yangın eğitimi, erken uyarı, gönüllü izleme, gelir paylaşımı.

Tartışmayı Alevlendirecek Sorular

- Fidan kampanyaları vicdan pazarı mı? Beş yıllık yaşama oranını açıklamayan hiçbir kampanyaya bağış yapmalı mıyız?

- Kurtarma kesimi gerçekten “ormanı temizlemek” mi, yoksa biyoçeşitliliğin temelini süpürmek mi?

- Yerli tür + yerel provenans şartını esnetmek, iklim değişikliğine uyum adına “yardımlı göç”e kapı açmalı mı? Nerede çizgi çekiyoruz?

- Orman yenilenmesi bütçesinin yüzde kaçı yerel halka ücretli izleme ve bakım olarak dönmeli? Yüzde 10 mu, 30 mu?

- Empatiyi “yumuşaklık” sanıp değersizleştirmek stratejik bir hata değil mi? İnsan kaybını ve yasını görmeyen restorasyon niçin başarısızlığa mahkûm?

- Yapısal çeşitlilik ve ölü odun bırakmadan “yangına dayanıklı orman” lafı sadece retorik değil mi?

Sonuç: Yeşile Boya Değil, Dayanıklılığa Yatırım

Yanan ormanların yenilenmesi; tören fotoğraflarıyla, tek oturumluk aksiyonlarla değil; bilimsel titizlik, uzun soluklu bakım ve toplumsal adaletle olur. Yanmış bir yamayı “yeşile boyamak” yerine, dayanıklı, çeşitli, suyu tutan, insanı ve yabanı birlikte düşünen bir peyzaj inşa etmekten söz edelim. Stratejik akılla empatik bakışı bir araya getirelim; doğayı rakama indirgemeden ölçelim, duyguyu slogana indirgemeden onaralım. Söz sizde: Hangi uygulamalar sahada çalıştı, hangileri sadece PR olarak kaldı? Hadi, rahatımızı bozup gerçekleri konuşalım.
 
Üst