Melis
New member
Şiir Yazan Herkes Şair Midir? (Yoksa Biz Fazla mı Romantize Ediyoruz?)
Selam forum ahalisi!
Bugün yine sabah kahvemi içerken sosyal medyada “güneşi gülüşünde kaybettim” tarzı bir cümleye denk geldim ve içimden dedim ki: “Tamam kardeşim, tamam… Ama bu seni şair yapmaz, sadece fazla kahve içmiş bir duygusal yapar!”
Ciddi bir konuya eğlenceli bir açıdan yaklaşalım dedim: Şiir yazan herkes gerçekten şair midir? Yoksa “duygusal an” geçiren insanların kaleminden çıkan şeylere biraz fazla mı anlam yüklüyoruz?
---
Erkeklerin Şairliği: Strateji, Taktik ve Gereksiz Dram
Erkekler genelde şiir yazmaya duygudan çok “strateji” ile başlarlar.
Yani amaç belli: birini etkilemek.
Bazen o kişi bir sevgili, bazen platonik aşk, bazen de “beğeni” peşindeki takipçiler…
Bir erkek şiir yazarken şöyle düşünür:
> “Kafiyeleri sağlam kurarsam, son dizede duyguyu patlatırsam, belki DM kutusu hareketlenir.”
Yani bir tür “romantik operasyon planı” gibi.
Kadınlar empatiyle yazarken, erkekler genelde “karşı taraf etkilensin” diye yazar.
Bu yüzden bir erkek şiirinde genelde şu üç unsur vardır:
1. Stratejik cümleler: "Kalbim seninle yanmadı, sadece seninle sigara içti."
2. Dramatik hava: “Yalnızım, ama olsun.”
3. Kafiyede mühendislik: “Sensizim, bensizim, densizim…”
Bazıları da işi öyle abartır ki, şiir yazarken Excel tablosu açar, kafiye planı yapar.
---
Kadınların Şairliği: Empati, Ruh ve Biraz Gözyaşı
Kadınlar şiir yazarken taktik değil, hissetme peşindedir.
Bir kadın “şiir yazayım da etkilensin” demez; o zaten içinden taşanı yazar.
Yani erkek “Şiirle vururum!” derken, kadın “İçim doldu, yazayım rahatlayayım” der.
Kadın şiirlerinde genelde üç temel öge vardır:
1. Duygu seli: “Gözlerim yandığında bile seni görebilmek için ağladım.”
2. Empati: “Senin suskunluğunda bile ben seni anladım.”
3. Evrenle bütünleşme: “Ay bile bana senin gibi bakmadı bu gece.”
Kadınlar yazarken kendi iç dünyalarına yolculuk eder, erkeklerse dış dünyaya mesaj gönderir.
Ama sonuçta her iki tarafın da amacı aynı: “anlaşılmak.”
Fakat bazen öyle şiirler yazılıyor ki, ne şair anlıyor, ne de okuyucu… Sanki kelimelerle Twister oynanmış!
---
“Şairim” Diyenler Kulübü: Üyelik Ücretsiz, Ciddiyet Şart Değil
Son yıllarda her sosyal medya platformunda bir “modern şair” furyası var.
Profilde şu şekilde yazıyor:
> “Şair / Düş Gezgin / Ruh Mühendisi / Kalem Aşığı”
Ama altına bakıyorsun, şiir şu şekilde:
> “Bugün simit yedim.
> Senin gibiydi.
> Sert ama sıcak.”
Tamam, duygusal bir yaklaşım var, ama biraz fazla minimal değil mi?
Yani “şairlik” biraz da dil işçiliği, duygu ustalığı ve içtenlik gerektiriyor.
Sadece üç kelimeyi yan yana getirip altına “#poetry #soul” yazınca kimseye “Nazım Hikmet” olma hakkı verilmiyor maalesef.
---
Kadın-Erkek Şiir Farkı: Savaş mı, Uyumsuzluk mu?
Erkekler şiir yazarken “problemi çözmeye”, kadınlar ise “problemi hissetmeye” odaklanıyor.
Erkek yazıyor:
> “Neden gittiğini anlamadım, ama geri gelmen için bir planım var.”
Kadın yazıyor:
> “Gidişinin nedenini bile anlamadım, ama kalbim hala seni seviyor.”
Yani erkek şiiri analitik, kadın şiiri melodik.
Erkek kelimeleri kontrol etmeye çalışıyor, kadın kelimelere teslim oluyor.
Ve ikisi de şiir yazdıkça kendi cinsiyet kodlarını sergiliyor:
- Erkek: “Mantıklı duygusallık”
- Kadın: “Duygusal mantıklılık”
Ama işin komiği, forumda birinin “Şiir yazdım” demesiyle herkes kendi cephesine geçiyor.
Bir erkek “Bu ne ya, çok duygusal olmuş” derken, bir kadın “Aaa çok tatlı yazmışsın!” diyor.
Ve ortalık adeta bir “duygu savaş alanına” dönüşüyor.
---
Gerçek Şair Kimdir Peki?
Aslında mesele şu:
Şairlik bir sonuç değil, bir süreçtir.
Kelimelerle oynamak değil, onlara ruh üfleyebilmek işin özüdür.
Her şiir yazan “şair” değildir; bazen sadece “yazmak isteyen biri”dir.
Ama o da değerlidir, çünkü her satırda bir kalbin izi vardır.
Yine de hakkını verelim:
- Her ressam boya tutar, ama her boya tablosu sanat olmaz.
- Her yemek pişiren aşçı değildir, ama her tabak emek taşır.
Aynı şekilde,
- Her şiir yazan şair değildir, ama her kelime bir insanın iç sesidir.
---
Forumdaşlara Sorular ve Teşvikler
Hadi bakalım, forum ahalisi!
- Sizce şiir yazmak için “ilham” mı lazım, yoksa “aşk acısı” mı?
- Bir şiiri “şairane” yapan şey ne: kelimeler mi, yoksa his mi?
- Ve dürüst olun, hiç “etkilenmek için” şiir yazdınız mı? (Evet beyler, size bakıyoruz
)
Hadi itiraf zamanı!
Yazdığınız en komik, en duygusal ya da en anlamsız şiiri paylaşın.
Belki de bu forumun içinde gerçek bir şair saklıdır — ya da en azından kahkaha attıracak bir “amatör sanatçı”!
---
Sonuç: Herkesin İçinde Bir Şair, Her Satırda Bir Kahkaha
Belki de mesele “şair olmak” değil, “kendini anlatmak.”
Kimimiz kafiye yapar, kimimiz satır arası ağlar, kimimizse sadece “yazar” ve geçer.
Ama ne olursa olsun, şiir bizi biraz daha insan yapar.
Çünkü kelimeler, bazen konuşamadıklarımızın kılık değiştirmiş hâlidir.
Ve kim bilir…
Belki de bu forumda yazdığın o “kısa, komik, saçma” şiir bile birinin gününü güzelleştirir.
Haydi, şiirlerini dök buraya dostum!
Belki sen “şair” değilsin, ama emin ol, kelimelerin konuşuyor.
Selam forum ahalisi!
Bugün yine sabah kahvemi içerken sosyal medyada “güneşi gülüşünde kaybettim” tarzı bir cümleye denk geldim ve içimden dedim ki: “Tamam kardeşim, tamam… Ama bu seni şair yapmaz, sadece fazla kahve içmiş bir duygusal yapar!”

Ciddi bir konuya eğlenceli bir açıdan yaklaşalım dedim: Şiir yazan herkes gerçekten şair midir? Yoksa “duygusal an” geçiren insanların kaleminden çıkan şeylere biraz fazla mı anlam yüklüyoruz?
---
Erkeklerin Şairliği: Strateji, Taktik ve Gereksiz Dram
Erkekler genelde şiir yazmaya duygudan çok “strateji” ile başlarlar.
Yani amaç belli: birini etkilemek.
Bazen o kişi bir sevgili, bazen platonik aşk, bazen de “beğeni” peşindeki takipçiler…

Bir erkek şiir yazarken şöyle düşünür:
> “Kafiyeleri sağlam kurarsam, son dizede duyguyu patlatırsam, belki DM kutusu hareketlenir.”
Yani bir tür “romantik operasyon planı” gibi.
Kadınlar empatiyle yazarken, erkekler genelde “karşı taraf etkilensin” diye yazar.
Bu yüzden bir erkek şiirinde genelde şu üç unsur vardır:
1. Stratejik cümleler: "Kalbim seninle yanmadı, sadece seninle sigara içti."
2. Dramatik hava: “Yalnızım, ama olsun.”
3. Kafiyede mühendislik: “Sensizim, bensizim, densizim…”
Bazıları da işi öyle abartır ki, şiir yazarken Excel tablosu açar, kafiye planı yapar.

---
Kadınların Şairliği: Empati, Ruh ve Biraz Gözyaşı
Kadınlar şiir yazarken taktik değil, hissetme peşindedir.
Bir kadın “şiir yazayım da etkilensin” demez; o zaten içinden taşanı yazar.
Yani erkek “Şiirle vururum!” derken, kadın “İçim doldu, yazayım rahatlayayım” der.

Kadın şiirlerinde genelde üç temel öge vardır:
1. Duygu seli: “Gözlerim yandığında bile seni görebilmek için ağladım.”
2. Empati: “Senin suskunluğunda bile ben seni anladım.”
3. Evrenle bütünleşme: “Ay bile bana senin gibi bakmadı bu gece.”
Kadınlar yazarken kendi iç dünyalarına yolculuk eder, erkeklerse dış dünyaya mesaj gönderir.
Ama sonuçta her iki tarafın da amacı aynı: “anlaşılmak.”
Fakat bazen öyle şiirler yazılıyor ki, ne şair anlıyor, ne de okuyucu… Sanki kelimelerle Twister oynanmış!

---
“Şairim” Diyenler Kulübü: Üyelik Ücretsiz, Ciddiyet Şart Değil
Son yıllarda her sosyal medya platformunda bir “modern şair” furyası var.
Profilde şu şekilde yazıyor:
> “Şair / Düş Gezgin / Ruh Mühendisi / Kalem Aşığı”
Ama altına bakıyorsun, şiir şu şekilde:
> “Bugün simit yedim.
> Senin gibiydi.
> Sert ama sıcak.”
Tamam, duygusal bir yaklaşım var, ama biraz fazla minimal değil mi?

Yani “şairlik” biraz da dil işçiliği, duygu ustalığı ve içtenlik gerektiriyor.
Sadece üç kelimeyi yan yana getirip altına “#poetry #soul” yazınca kimseye “Nazım Hikmet” olma hakkı verilmiyor maalesef.
---
Kadın-Erkek Şiir Farkı: Savaş mı, Uyumsuzluk mu?
Erkekler şiir yazarken “problemi çözmeye”, kadınlar ise “problemi hissetmeye” odaklanıyor.
Erkek yazıyor:
> “Neden gittiğini anlamadım, ama geri gelmen için bir planım var.”
Kadın yazıyor:
> “Gidişinin nedenini bile anlamadım, ama kalbim hala seni seviyor.”
Yani erkek şiiri analitik, kadın şiiri melodik.
Erkek kelimeleri kontrol etmeye çalışıyor, kadın kelimelere teslim oluyor.
Ve ikisi de şiir yazdıkça kendi cinsiyet kodlarını sergiliyor:
- Erkek: “Mantıklı duygusallık”
- Kadın: “Duygusal mantıklılık”
Ama işin komiği, forumda birinin “Şiir yazdım” demesiyle herkes kendi cephesine geçiyor.
Bir erkek “Bu ne ya, çok duygusal olmuş” derken, bir kadın “Aaa çok tatlı yazmışsın!” diyor.
Ve ortalık adeta bir “duygu savaş alanına” dönüşüyor.

---
Gerçek Şair Kimdir Peki?
Aslında mesele şu:
Şairlik bir sonuç değil, bir süreçtir.
Kelimelerle oynamak değil, onlara ruh üfleyebilmek işin özüdür.
Her şiir yazan “şair” değildir; bazen sadece “yazmak isteyen biri”dir.
Ama o da değerlidir, çünkü her satırda bir kalbin izi vardır.
Yine de hakkını verelim:
- Her ressam boya tutar, ama her boya tablosu sanat olmaz.
- Her yemek pişiren aşçı değildir, ama her tabak emek taşır.
Aynı şekilde,
- Her şiir yazan şair değildir, ama her kelime bir insanın iç sesidir.
---
Forumdaşlara Sorular ve Teşvikler
Hadi bakalım, forum ahalisi!

- Sizce şiir yazmak için “ilham” mı lazım, yoksa “aşk acısı” mı?
- Bir şiiri “şairane” yapan şey ne: kelimeler mi, yoksa his mi?
- Ve dürüst olun, hiç “etkilenmek için” şiir yazdınız mı? (Evet beyler, size bakıyoruz

Hadi itiraf zamanı!
Yazdığınız en komik, en duygusal ya da en anlamsız şiiri paylaşın.
Belki de bu forumun içinde gerçek bir şair saklıdır — ya da en azından kahkaha attıracak bir “amatör sanatçı”!
---
Sonuç: Herkesin İçinde Bir Şair, Her Satırda Bir Kahkaha
Belki de mesele “şair olmak” değil, “kendini anlatmak.”
Kimimiz kafiye yapar, kimimiz satır arası ağlar, kimimizse sadece “yazar” ve geçer.
Ama ne olursa olsun, şiir bizi biraz daha insan yapar.
Çünkü kelimeler, bazen konuşamadıklarımızın kılık değiştirmiş hâlidir.
Ve kim bilir…
Belki de bu forumda yazdığın o “kısa, komik, saçma” şiir bile birinin gününü güzelleştirir.

Haydi, şiirlerini dök buraya dostum!
Belki sen “şair” değilsin, ama emin ol, kelimelerin konuşuyor.