Muvazene Ne Demek Risale I Nur ?

Damla

New member
\Muvazene Nedir? Risale-i Nur’da Muvazene Anlayışı\

Muvazene kelimesi, kelime anlamı olarak “denge” veya “karşılaştırma” anlamına gelir. Bu terim, özellikle tasavvufî literatürde ve Risale-i Nur Külliyatı’nda önemli bir yere sahiptir. Muvazene, hem bir düşünce yöntemi hem de insanın hayatta ve inançta doğru yolu bulabilmesi için ihtiyaç duyduğu bir yaklaşımdır. Risale-i Nur’da muvazene anlayışı, dünyadaki her şeyin bir denge ve ölçü içinde yaratıldığını vurgular ve insanın her iki dünya arasında nasıl bir denge kurması gerektiğini öğretir.

\Muvazene Kavramı ve Risale-i Nur’daki Yeri\

Risale-i Nur’da muvazene, iki farklı dünyayı, yani maddi ve manevi varlıklar arasındaki dengeyi anlatan bir kavramdır. İki zıt kutup arasında bir ölçü ve denge sağlamak, insanın hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında mutluluğu ve huzuru bulabilmesinin temel şartlarından biridir. Said Nursi, insanın her iki dünyanın gerçeklerini ve hakikatlerini doğru bir şekilde mütalaa etmesi gerektiğini belirtir. Muvazene, kişinin bu iki boyutu doğru bir şekilde kıyaslaması ve aralarındaki dengeyi kurabilmesi için gereklidir.

İslam’ın öğretilerine göre, insanın maddi dünyadaki yaşamını şekillendirirken, manevi hayatını da ihmal etmemesi gerekmektedir. Risale-i Nur’da bu denge, dünya ve ahiret arasındaki muvazeneyi sağlamak olarak ifade edilir. Her şeyin bir ölçü ve denge içinde yaratıldığını savunur ve insanı bu dengeyi gözetmeye çağırır.

\Muvazene ve Dünya- Ahiret Dengesi\

Risale-i Nur’da muvazene anlayışı, dünya ve ahiret arasındaki dengeyi en iyi şekilde açıklayan bir kavramdır. Dünya hayatı, geçici ve sınırlıdır, ancak insanın ahiret hayatı sonsuzdur. Said Nursi, dünya ve ahiret hayatını birbirine zıt iki uç olarak görmez, aksine ikisini birbirini tamamlayan ve denge içinde var olan iki boyut olarak kabul eder. Bu dengeyi kurabilmek için, insanın dünya işlerinde gereksiz aşırılıklardan kaçınması, ahiret için de hazırlık yapması gerektiği ifade edilir.

Muvazene, ahiret inancının güçlendirilmesi ve insanın dünya hayatındaki sorumluluklarının yerine getirilmesi arasında bir denge kurma gerekliliğini vurgular. İnsan, dünya hayatında başarısını ve mutluluğunu kazandıkça, aynı oranda ahiret için de hazırlık yapmalıdır. Aksi takdirde bir tarafın öne çıkması, diğerini ihmal etme riskini doğurur. Bu dengeyi sağlamak, insanın hem dünyada başarılı hem de ahirette huzurlu olmasının temel şartıdır.

\Muvazene ve İnsan Ruhunun Gelişimi\

Risale-i Nur’da muvazene anlayışı, insanın ruhsal gelişimiyle de doğrudan ilişkilidir. İnsan, hem maddi hem de manevi olarak dengede olmalıdır. İnsan vücudu, maddi varlıkları ve manevi boyutlarıyla bir bütündür ve bu iki yön arasında sürekli bir denge olmalıdır. Birinin aşırıya gitmesi, diğerini zayıflatır ve insanın sağlıklı bir ruhsal gelişim göstermesini engeller.

Said Nursi, insanın manevi yönünü geliştirmesi için batınî yönünü, yani kalp ve ruh dünyasını ihmal etmemesi gerektiğini ifade eder. Manevi eğitimin ve kalbin arındırılmasının, insanı maddi hayatta daha başarılı ve mutlu yapacağına inanır. Muvazene anlayışı, bu iki yönün de birbirini desteklediği ve geliştirdiği bir dengeyi öngörür.

\Muvazene ve Adalet Kavramı\

Muvazene, aynı zamanda adaletin temel bir unsurudur. Adalet, her şeyin yerli yerinde olması ve her şeyin ölçüsüne uygun olarak var olması anlamına gelir. Risale-i Nur’da adalet, muvazene ile yakından ilişkilidir. Allah’ın yaratışında hiçbir eksiklik ve fazlalık yoktur. Her şeyin bir ölçüsü vardır. İnsan da bu dengeyi kurmak ve hem dış dünyasında hem de iç dünyasında adaletli olmak zorundadır.

Adalet, sadece hukukî bir kavram değildir. Aynı zamanda kişinin iç dünyasında ve düşüncelerinde de geçerlidir. Muvazene, insanın nefsini ve ruhunu dengeye sokarak, adaleti hem içsel hem de dışsal düzeyde uygulama çabasıdır. İnsanın her türlü aşırılıktan kaçınarak, dengeli bir hayat sürmesi gerektiği Risale-i Nur’un temel ilkelerindendir.

\Muvazene ve Tasavvufî Yönü\

Muvazene, tasavvufî bir bakış açısına sahip olmak isteyen bir insan için de önemli bir kavramdır. Tasavvuf, insanın iç yolculuğu ve Allah’a yakınlaşma sürecidir. Muvazene, bu yolculukta insanın karşılaştığı duygusal, ruhsal ve manevi durumların dengelenmesi gerektiği anlamına gelir. Tasavvufî açıdan muvazene, insanın nefsini ıslah etmesi, dünya sevgisini aşması ve ahirete yönelmesi için gerekli olan dengedir.

Said Nursi, tasavvufî eğitimin sadece zikir ve riyazetle sınırlı olmadığını, aynı zamanda insanın dünyada da dengeli bir hayat sürmesi gerektiğini ifade eder. İnsan, sadece içsel bir huzur arayışı içinde olmamalı, dış dünyadaki görevlerini de yerine getirmelidir. Muvazene, işte bu iç ve dış dengeyi sağlayan bir olgudur.

\Muvazene ve Evrensel Denge\

Risale-i Nur’da muvazene sadece bireysel bir kavram olarak kalmaz, aynı zamanda evrensel bir dengeyi anlatır. Allah’ın yarattığı her şeyin bir dengesi, bir ölçüsü vardır. Evrenin işleyişinde bir denge vardır ve her şey bir amaca hizmet eder. İnsan, bu evrensel dengeyi anlamalı ve kendi hayatında da bu dengeyi kurmalıdır.

Bu anlayış, insanın doğaya, insanlara ve diğer canlılara karşı sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini de ima eder. Her şeyin yerli yerinde olması gerektiği gibi, insanın da yaşamında bir denge kurması beklenir. Risale-i Nur, insanın evrensel dengede bir parça olarak hareket etmesini ve bu dengeyi korumasını öğütler.

\Sonuç\

Risale-i Nur’daki muvazene anlayışı, insanın dünyadaki sorumluluklarını ve ahirete yönelik hazırlığını dengeleyerek doğru bir yaşam biçimi geliştirmesine yöneliktir. Muvazene, sadece bireysel bir ahlaki kavram değil, aynı zamanda evrensel bir anlayıştır. İnsan, her iki dünya arasında sağladığı denge ile hem içsel huzuru hem de dışsal başarıyı elde eder. Said Nursi, bu dengeyi kurmayı bir insanın manevi gelişiminin en önemli basamağı olarak görür ve bunu ahlaki, psikolojik ve ruhsal bir ihtiyaç olarak sunar. Muvazene, insanların hem dünyada hem de ahirette huzurlu bir yaşam sürebilmesi için gereken en önemli ölçü ve yol haritasıdır.
 
Üst