Mutlakiyet Dönemi Ne Zaman ?

Deniz

New member
\Mutlakiyet Dönemi Nedir?\

Mutlakiyet dönemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinde 17. yüzyılın sonlarından itibaren başlayıp 19. yüzyılın ortalarına kadar süren, padişahın mutlak iktidarını elinde bulundurduğu ve parlamenter ya da demokratik yapıların etkisinin zayıfladığı bir siyasi dönemi ifade eder. Bu dönemde, padişahların devlet yönetimindeki güçleri arttı, halkın yönetim üzerindeki etkisi ise azaldı. Bu dönemin başlaması ve sona ermesi, çeşitli iç ve dış etkenlere bağlı olarak farklı tarihçiler tarafından farklı şekillerde belirlenmiştir, ancak genellikle 17. yüzyılın sonlarından itibaren mutlakiyetçi yönetim biçimlerinin arttığı kabul edilmektedir.

\Mutlakiyet Döneminin Başlangıcı ve Temel Özellikleri\

Mutlakiyet dönemi, genellikle 17. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nda hükümetin yönetim şekli olarak belirginleşmeye başlamıştır. Bu dönemin başlangıcını, Osmanlı padişahı IV. Murad’ın (1623-1640) hükümetin başına geçişi ve ardından gelen dönemde padişahların devlet işlerinde daha fazla söz sahibi olmaya başlamasıyla açıklamak mümkündür. Ancak mutlakiyetin gerçek anlamda güç kazandığı dönem, Sultan IV. Mehmet’in hükümetin başına geçtiği 17. yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır.

Mutlakiyet dönemi, padişahların hükümetin yönetimini tek başlarına ellerinde tutmaya devam ettikleri, sarayın ve padişahların iktidarının pekiştiği bir dönemi ifade eder. Bu dönemin belirgin özelliği, hükümetin devletin her türlü işine müdahil olan ve hiçbir kısıtlama olmadan kararlar alabilen bir monarşi anlayışıyla yönetilmesidir.

\Mutlakiyetin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Faktörler\

Mutlakiyetin Osmanlı İmparatorluğu’nda ortaya çıkmasında birden fazla faktör rol oynamıştır. İlk olarak, 17. yüzyılda Avrupa'da Feodalizmin çöküşü ve merkeziyetçi devletlerin güç kazanması, Osmanlı'da da benzer bir değişimi tetiklemiştir. Merkezi yönetimin zayıflaması ve padişahın otoritesinin artması, devletin yönetiminde etkin olan sınıfların da değişmesine yol açmıştır.

Diğer bir etken ise, imparatorluğun geniş sınırlarına rağmen iç yönetimdeki zayıflıktır. Bu durum, padişahların daha fazla otorite kullanmalarını zorunlu kılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle 17. yüzyılda karşılaştığı iç karışıklıklar, isyanlar, ve padişahların sürekli olarak tahttan indirilmesi, yönetimi elinde tutanların daha güçlü bir merkeziyetçi yönetim modeline yönelmesine neden olmuştur.

\Mutlakiyet Dönemi’nde Padişahların Güç Artışı\

Mutlakiyet döneminin en belirgin özelliği, padişahların devleti yönetme biçimindeki değişikliktir. Osmanlı padişahları, bu dönemde hem devletin yasama, hem yürütme, hem de yargı yetkilerini tek elde toplamışlardır. Padişahların söz konusu mutlak iktidarları, devletin yönetiminde yalnızca onlara bağlı olan vezirlerin ve bürokratların da etkisiyle pekişmiştir.

Bu dönemde, halkın katılımı sınırlıdır ve devlet yönetimi, çoğunlukla saray etrafında şekillenir. Padişahların aldığı kararlar, genellikle onların mutlak görüşlerine dayalıdır ve çoğu zaman hükümetin işleyişi de padişahların keyfi kararlarına bağlıdır.

\Osmanlı'da Mutlakiyetin Sonlanması: 19. Yüzyılda Reform Hareketleri\

Mutlakiyet dönemi, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda başlayan reform hareketleriyle sona ermiştir. Bu dönemde, Batı’daki parlamenter sistemlerin etkisi ve modernleşme ihtiyaçları Osmanlı yönetiminde de etkisini göstermiştir. Sultan II. Mahmud’un (1808-1839) reformları ve Tanzimat Fermanı (1839) ile birlikte, padişahın mutlak yetkileri sınırlanmaya başlanmış ve daha modern bir yönetim şekline doğru bir geçiş süreci başlamıştır.

Tanzimat dönemi, mutlakiyetçi yönetimin sona erdiği ve daha demokratik, meşrutiyetçi bir yönetim anlayışının ortaya çıktığı bir dönemi ifade eder. Bu dönemde, anayasal düzenin temelleri atılmaya başlanmış ve modern Osmanlı Devleti için bir dizi reform yapılmıştır. Meşrutiyetin ilanı (1876) ve ardından gelen yönetim değişiklikleri, mutlakiyetin sona ermesinde etkili olmuştur.

\Mutlakiyet Dönemi ve Toplum Üzerindeki Etkileri\

Mutlakiyet döneminin toplum üzerindeki etkileri de oldukça derindir. Bu dönemde halkın devlet yönetimine olan katılımı son derece sınırlıdır. Ayrıca, padişahların tek otorite olarak egemenliği, siyasi ve toplumsal değişikliklerin daha yavaş gerçekleşmesine yol açmıştır. Bu süreç, halkın adalet ve özgürlük taleplerinin baskı altına alınmasına neden olmuştur.

Toplumda her ne kadar padişahın iktidarı tartışılmaz olsa da, zaman zaman yerel isyanlar ve yönetimin zayıf olduğu dönemlerde halkın hükümete karşı tepkileri de gözlemlenmiştir. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde reform taleplerinin artmasına yol açmıştır.

\Mutlakiyet Dönemi Sona Erdiğinde Ne Olmuştur?\

Mutlakiyet döneminin sona ermesinin ardından, Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim anlayışında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Tanzimat Fermanı ile birlikte hukukun üstünlüğü, eşitlik ve insan hakları gibi kavramlar ön plana çıkmış, padişahın mutlak iktidarı sınırlanarak meşrutiyetçi bir sisteme geçilmiştir.

\Mutlakiyet Dönemi: Osmanlı’dan Günümüze Dersler\

Mutlakiyet döneminden çıkarılacak önemli derslerden biri, yönetimdeki mutlak gücün, halkın taleplerini ve toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçlarını göz ardı etmesine neden olabileceğidir. Bu dönemde devletin etkinliği ve yöneticilerin merkeziyetçi tutumları, toplumsal huzursuzlukları ve reform taleplerini artırmıştır. Günümüzde demokratik toplumlarda yönetim, halkın katılımı ve denetimi altında yapılmaktadır. Bu da, merkeziyetçi yönetim anlayışlarının ve mutlak gücün zararlı etkilerini gösteren önemli bir örnektir.

Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki mutlakiyet dönemi, devletin merkeziyetçi yapısının pekiştiği, halkın yönetim üzerindeki etkisinin azaldığı bir dönemi ifade eder. Ancak, bu dönem sonunda yapılan reformlarla birlikte, daha demokratik bir yönetim anlayışına doğru adımlar atılmış ve Osmanlı'da modernleşme süreci başlamıştır.
 
Üst