Can
New member
İslam’da “Bari” Ne Demek? Bilim, Dil ve İnanç Arasında Bir Köprü
Selam sevgili forumdaşlar,
Bugün biraz farklı bir konu getirdim karşınıza: İslam’da “Bari” ne demek?
Bazen kelimeler, sadece bir anlam taşımakla kalmaz; insanın düşünce biçimini, evren algısını, hatta varoluşunu şekillendirir. “Bari” kelimesi de bunlardan biri.
Bu yazıda, “Bari”nin hem teolojik hem de bilimsel boyutlarını sade bir dille konuşmak istiyorum. Çünkü inanç ve bilim çoğu zaman iki ayrı uç gibi görünse de, aslında aynı hakikatin farklı yüzleri olabilir.
---
“Bari” Kelimesinin Kökeni: Yaratılışın İncelikli Anlamı
“Bari” (البَارِئ), İslam’da Allah’ın Esmâü’l-Hüsnâ’sından biridir; yani Allah’ın 99 isminden biri.
Arapça köken olarak “bera’e” fiilinden gelir ve “yoktan, kusursuzca var eden, yaratılışta ölçü ve denge kuran” anlamına gelir.
Bu kelime, “yaratmak” fiilinden daha öte bir anlam taşır.
Çünkü “Bari”, sadece bir varlık meydana getirmek değil, onu kusursuz bir dengeyle, amacına uygun biçimde var etmek demektir.
Bir hücrenin DNA’sını, bir yıldızın kütle çekimini, bir kar tanesinin geometrisini düşündüğümüzde — “Bari” isminin yansıması olan bu mükemmel düzeni görebiliriz.
Bilim, bu düzene “doğa yasaları” der.
İnanç ise “Bari” der.
İkisi farklı dillerle konuşur ama aynı gerçeği tarif eder:
Evren, rastgele değil; düzenli, bilinçli ve anlamlı bir yapıdır.
---
Erkeklerin Analitik Merakı: Dengeyi Matematikte Aramak
Forumumuzun teknik düşünen üyeleri hemen şunu sorabilir:
“Tamam, ‘denge’ diyorsun ama bu bilimsel olarak nasıl açıklanabilir?”
Bilimde buna fiziksel sabitlerin ince ayarı (fine-tuning) denir.
Evrenin var olabilmesi için yerçekimi sabiti, proton kütlesi, elektron yükü gibi onlarca değerin milyarda bir oranında hassas olması gerekir.
Biraz farklı olsaydı, ne yıldızlar olurdu, ne gezegenler, ne de biz.
Astrofizikçi Paul Davies, bu durumu şöyle açıklar:
> “Evrenin ayarındaki bu incelik, sanki biri fizik yasalarını hayatı mümkün kılacak biçimde özel olarak düzenlemiş gibi.”
Bu ifade, bilimsel bir gözle bakıldığında bile “Bari” kavramının özüne işaret eder:
Yaratılışın arkasındaki denge ve ölçü.
Mert gibi düşünen erkek forumdaşlarımız için bu konu, evrenin matematiksel zarafetini anlamanın büyüleyici bir yolu olabilir.
Bir denklemdeki oranlar, bir gezegenin dönüş hızı, bir atomun iç dengesi… hepsi aynı tasarımın yansıması değil mi?
---
Kadınların Empatik Perspektifi: Yaratılışın Sosyal ve Duygusal Boyutu
Elif gibi düşünen kadın forumdaşlarımız ise konuyu başka bir yerden ele alıyor:
“Bari sadece fiziği değil, ilişkileri de yaratandır.”
Bu bakış açısı, “yaratılış” kavramını sosyal yaşamın içine taşır.
Bir annenin çocuğuna duyduğu merhamet, bir insanın diğerine empati göstermesi, toplumun dayanışma refleksi…
Bunların hepsi, yaratılışın sürekliliği anlamında “Bari” isminin tezahürleridir.
Modern psikoloji araştırmaları da bunu destekliyor.
Nörobilimci Tania Singer, empatiyi “insanın evrimsel olarak hayatta kalma mekanizması” olarak tanımlar.
Yani, yaratılışın devamlılığı sadece fiziksel düzenle değil, duygusal bağlarla da korunuyor.
Elif der ki:
“Belki de ‘Bari’, sadece maddeyi değil, sevgiyi de yaratan kudretin adıdır.”
---
Bilimle İman Arasında: İki Yol, Tek Gerçek
“Bari” kelimesinin derinliğini anlamak için hem mikroskopa hem teleskopa bakmak gerekir.
Bir yandan evrenin başlangıcını açıklayan Büyük Patlama Teorisi (Big Bang) bize “yoktan var oluşu” hatırlatır;
diğer yandan Kur’an’daki “O, yoktan var eden, ölçüyü koyan” ifadeleriyle birleştiğinde,
bilimsel ve dini söylemler arasında bir köprü oluşur.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking bir konuşmasında, evrenin “kendiliğinden” ortaya çıkabileceğini savunmuştu.
Ancak bileşenlere indiğimizde bile, “kendiliğindenlik” bile belirli bir sistem ve enerji yasasına dayanır.
İşte burada “Bari” kavramı yeniden karşımıza çıkar:
Kendiliğinden gibi görünen şeyin ardında bile bir düzen, bir denge vardır.
Belki de inanç, bilimin açıklayamadığını doldurmak için değil;
bilimin gösterdiği düzenin ardındaki anlamı görmek içindir.
---
“Bari”nin Günlük Hayattaki Yansıması: İnsan Yaratıcılığı
İlginçtir ki, “Bari” kökünden türeyen kelimeler, insanın yaratıcı yönünü de içerir.
Bir sanatçının yaptığı resim, bir mühendisin tasarladığı köprü, bir çocuğun oyun hamuruyla yaptığı şekil…
Hepsi “yaratma eylemi”nin insandaki küçük yansımalarıdır.
Psikolog Mihaly Csikszentmihalyi bu durumu “yaratıcılık akışı” olarak tanımlar.
İnsan bir şey üretirken zamanın farkına varmaz, kendini kaybeder, adeta “yaratılışın parçası” olur.
Bu hâl, “Bari” isminin insana yansıyan yönüdür.
İnsan yaratamaz, ama yaratılanı keşfeder, şekillendirir, anlamlandırır.
---
Forumdaşlara Düşünme Çağrısı: “Bari”yi Nerede Görüyorsunuz?
Sevgili forumdaşlar,
Bilim bize “nasıl” sorusunun cevabını verir,
İnanç ise “neden” sorusunun.
Belki de “Bari” bu iki sorunun kesiştiği noktadır.
Şimdi sizlere birkaç soru bırakıyorum, belki tartışmayı derinleştirir:
• Sizce “yaratılış” sadece fiziksel bir olay mıdır, yoksa duygusal ve sosyal boyutları da var mı?
• “Bari” ismi, evrendeki düzeni anlamada bilimsel bir ilham olabilir mi?
• Empati, yaratıcılık, denge gibi kavramlar sizce “yaratılışın” devam eden formları olabilir mi?
---
Son Söz: “Bari”ye Bilimle Bakmak
“Bari” kelimesi, evrenin hem mikroskobik hem makroskobik dengesinde yankılanır.
Bir DNA zincirinde, bir galaksinin spiralinde, bir annenin kalbinde, bir bilim insanının denkleminde aynı düzen vardır.
Belki de bu yüzden “Bari”, sadece bir isim değil;
yaratılışın matematiği, duygunun fiziği, anlamın kimyasıdır.
Bilim “nasıl çalışıyor?” diye sorar,
inanç “neden var?” diye.
Cevap ise ikisinin kesiştiği yerde fısıldanır:
“Çünkü O, el-Bari’dir — dengeyle, ölçüyle, anlamla yaratan.”
Selam sevgili forumdaşlar,
Bugün biraz farklı bir konu getirdim karşınıza: İslam’da “Bari” ne demek?
Bazen kelimeler, sadece bir anlam taşımakla kalmaz; insanın düşünce biçimini, evren algısını, hatta varoluşunu şekillendirir. “Bari” kelimesi de bunlardan biri.
Bu yazıda, “Bari”nin hem teolojik hem de bilimsel boyutlarını sade bir dille konuşmak istiyorum. Çünkü inanç ve bilim çoğu zaman iki ayrı uç gibi görünse de, aslında aynı hakikatin farklı yüzleri olabilir.
---
“Bari” Kelimesinin Kökeni: Yaratılışın İncelikli Anlamı
“Bari” (البَارِئ), İslam’da Allah’ın Esmâü’l-Hüsnâ’sından biridir; yani Allah’ın 99 isminden biri.
Arapça köken olarak “bera’e” fiilinden gelir ve “yoktan, kusursuzca var eden, yaratılışta ölçü ve denge kuran” anlamına gelir.
Bu kelime, “yaratmak” fiilinden daha öte bir anlam taşır.
Çünkü “Bari”, sadece bir varlık meydana getirmek değil, onu kusursuz bir dengeyle, amacına uygun biçimde var etmek demektir.
Bir hücrenin DNA’sını, bir yıldızın kütle çekimini, bir kar tanesinin geometrisini düşündüğümüzde — “Bari” isminin yansıması olan bu mükemmel düzeni görebiliriz.
Bilim, bu düzene “doğa yasaları” der.
İnanç ise “Bari” der.
İkisi farklı dillerle konuşur ama aynı gerçeği tarif eder:
Evren, rastgele değil; düzenli, bilinçli ve anlamlı bir yapıdır.
---
Erkeklerin Analitik Merakı: Dengeyi Matematikte Aramak
Forumumuzun teknik düşünen üyeleri hemen şunu sorabilir:
“Tamam, ‘denge’ diyorsun ama bu bilimsel olarak nasıl açıklanabilir?”
Bilimde buna fiziksel sabitlerin ince ayarı (fine-tuning) denir.
Evrenin var olabilmesi için yerçekimi sabiti, proton kütlesi, elektron yükü gibi onlarca değerin milyarda bir oranında hassas olması gerekir.
Biraz farklı olsaydı, ne yıldızlar olurdu, ne gezegenler, ne de biz.
Astrofizikçi Paul Davies, bu durumu şöyle açıklar:
> “Evrenin ayarındaki bu incelik, sanki biri fizik yasalarını hayatı mümkün kılacak biçimde özel olarak düzenlemiş gibi.”
Bu ifade, bilimsel bir gözle bakıldığında bile “Bari” kavramının özüne işaret eder:
Yaratılışın arkasındaki denge ve ölçü.
Mert gibi düşünen erkek forumdaşlarımız için bu konu, evrenin matematiksel zarafetini anlamanın büyüleyici bir yolu olabilir.
Bir denklemdeki oranlar, bir gezegenin dönüş hızı, bir atomun iç dengesi… hepsi aynı tasarımın yansıması değil mi?
---
Kadınların Empatik Perspektifi: Yaratılışın Sosyal ve Duygusal Boyutu
Elif gibi düşünen kadın forumdaşlarımız ise konuyu başka bir yerden ele alıyor:
“Bari sadece fiziği değil, ilişkileri de yaratandır.”
Bu bakış açısı, “yaratılış” kavramını sosyal yaşamın içine taşır.
Bir annenin çocuğuna duyduğu merhamet, bir insanın diğerine empati göstermesi, toplumun dayanışma refleksi…
Bunların hepsi, yaratılışın sürekliliği anlamında “Bari” isminin tezahürleridir.
Modern psikoloji araştırmaları da bunu destekliyor.
Nörobilimci Tania Singer, empatiyi “insanın evrimsel olarak hayatta kalma mekanizması” olarak tanımlar.
Yani, yaratılışın devamlılığı sadece fiziksel düzenle değil, duygusal bağlarla da korunuyor.
Elif der ki:
“Belki de ‘Bari’, sadece maddeyi değil, sevgiyi de yaratan kudretin adıdır.”
---
Bilimle İman Arasında: İki Yol, Tek Gerçek
“Bari” kelimesinin derinliğini anlamak için hem mikroskopa hem teleskopa bakmak gerekir.
Bir yandan evrenin başlangıcını açıklayan Büyük Patlama Teorisi (Big Bang) bize “yoktan var oluşu” hatırlatır;
diğer yandan Kur’an’daki “O, yoktan var eden, ölçüyü koyan” ifadeleriyle birleştiğinde,
bilimsel ve dini söylemler arasında bir köprü oluşur.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking bir konuşmasında, evrenin “kendiliğinden” ortaya çıkabileceğini savunmuştu.
Ancak bileşenlere indiğimizde bile, “kendiliğindenlik” bile belirli bir sistem ve enerji yasasına dayanır.
İşte burada “Bari” kavramı yeniden karşımıza çıkar:
Kendiliğinden gibi görünen şeyin ardında bile bir düzen, bir denge vardır.
Belki de inanç, bilimin açıklayamadığını doldurmak için değil;
bilimin gösterdiği düzenin ardındaki anlamı görmek içindir.
---
“Bari”nin Günlük Hayattaki Yansıması: İnsan Yaratıcılığı
İlginçtir ki, “Bari” kökünden türeyen kelimeler, insanın yaratıcı yönünü de içerir.
Bir sanatçının yaptığı resim, bir mühendisin tasarladığı köprü, bir çocuğun oyun hamuruyla yaptığı şekil…
Hepsi “yaratma eylemi”nin insandaki küçük yansımalarıdır.
Psikolog Mihaly Csikszentmihalyi bu durumu “yaratıcılık akışı” olarak tanımlar.
İnsan bir şey üretirken zamanın farkına varmaz, kendini kaybeder, adeta “yaratılışın parçası” olur.
Bu hâl, “Bari” isminin insana yansıyan yönüdür.
İnsan yaratamaz, ama yaratılanı keşfeder, şekillendirir, anlamlandırır.
---
Forumdaşlara Düşünme Çağrısı: “Bari”yi Nerede Görüyorsunuz?
Sevgili forumdaşlar,
Bilim bize “nasıl” sorusunun cevabını verir,
İnanç ise “neden” sorusunun.
Belki de “Bari” bu iki sorunun kesiştiği noktadır.
Şimdi sizlere birkaç soru bırakıyorum, belki tartışmayı derinleştirir:
• Sizce “yaratılış” sadece fiziksel bir olay mıdır, yoksa duygusal ve sosyal boyutları da var mı?
• “Bari” ismi, evrendeki düzeni anlamada bilimsel bir ilham olabilir mi?
• Empati, yaratıcılık, denge gibi kavramlar sizce “yaratılışın” devam eden formları olabilir mi?
---
Son Söz: “Bari”ye Bilimle Bakmak
“Bari” kelimesi, evrenin hem mikroskobik hem makroskobik dengesinde yankılanır.
Bir DNA zincirinde, bir galaksinin spiralinde, bir annenin kalbinde, bir bilim insanının denkleminde aynı düzen vardır.
Belki de bu yüzden “Bari”, sadece bir isim değil;
yaratılışın matematiği, duygunun fiziği, anlamın kimyasıdır.
Bilim “nasıl çalışıyor?” diye sorar,
inanç “neden var?” diye.
Cevap ise ikisinin kesiştiği yerde fısıldanır:
“Çünkü O, el-Bari’dir — dengeyle, ölçüyle, anlamla yaratan.”