Aile içi şiddette kamu davası nasıl düşer ?

Emre

New member
Aile İçi Şiddette Kamu Davası Nasıl Düşer? Hayatın En İyi ‘Cevabı’

Aile içi şiddet, ülkemizin en ciddi ve en üzücü sorunlarından biri. Ancak konuyu ele alırken, bazen biraz mizahın insanın ruhunu dinlendirdiğini de unutmamak gerek. Yani, hayatta her şeyin kara olduğunu kabul edersek, en azından biraz ışıltı bulmamız gerektiği kesin. Peki, ya aile içi şiddetle ilgili açılmış bir kamu davası düşerse? Her şey nasıl olmalı, ya da daha doğrusu, nasıl olmamalı?

Burada hem erkeklerin çözüm odaklı, stratejik yaklaşımını hem de kadınların empatik, ilişki odaklı bakış açısını, mizahi bir dille harmanlayarak anlatmaya çalışacağım. Hazır mısınız? O zaman, “Aile içi şiddet davasının düşmesi” hakkında düşündüklerimizi bakalım, biraz farklı bir perspektiften görelim!

Dava Nasıl Düşer? Olayın Stratejik Tarafı

Hadi gelin, önce erkeklerin gözünden bakalım olaya. Bunu, genellikle erkeklerin ‘ne çözüm öneriyorsun?’ bakış açısıyla ele alıyoruz. Adam karısını dövmüş mü? Olmaz, yapmamalı tabii ki! Ama sonrasında işte o meşhur "Çözüm ne?" sorusu devreye giriyor.

Erkekler, olayların genellikle “pratik bir çözüm” gerektirdiğini savunur. Yani, dava nasıl düşer? “Haydi, bir şekilde halledelim” noktasına gelirler. Çünkü çözüm bazen karı-koca arasındaki bir 'kapsayıcı' görüşme olabilir. Bazen de olayı "unutturmak için biraz tatlı bir jest" yapmak gerekir. (Evet, şiddetle tatlılar arasında bir bağ kurmak biraz zor, ama burada mizahi bir yaklaşım var!)

Dava açılır, soruşturma yapılır, ama erkek için bu süreç çok uzun sürer ve bir şekilde mesele “aralarındaki mesele” olmaktan çıkıp ‘sistemsel bir sorun’ haline gelir. “Kadınlar ne istiyor?” sorusunun cevabını sorgulayan erkekler, davanın düşmesinin en hızlı yolunun “Kadınları ve avukatları ikna etmek” olduğuna inanır. Hani, o meşhur 'dışarıdan biri' söz konusu olursa, belki işler biraz daha kolaylaşır, değil mi?

Şimdi bir de kadınları dinleyelim…

Empati, İlişki ve Biraz da Sabır…

Kadınlar içinse iş biraz farklı. Bu mesele sadece şiddet meselesi değil, bir ilişki sorunudur. Yaşanılan olay, güvenin ve duyguların yıkılmasıdır. Eğer kadına şiddet uygulandıysa, kadının kendisini tekrar toparlaması da bazen yıllar alabilir. O yüzden dava düşse de, ‘duygusal’ dava bitmez. Kadınlar genellikle sürecin sonunda ‘sadece’ adalet beklemezler, aynı zamanda bir iyileşme, bir bağışlama süreci, bir affetme gerekliliği duyarlar.

Kadınlar için mesele duygusal bir çözümle sonlanmaz, çünkü her şeyin yeniden kurulduğu bir düşünce yapısına sahiptirler. Tabi ki bu duygusal süreç ve iyileşme, zaman zaman stratejik hamlelere de dönüşebilir. Yani, bazen davanın düşmesini istemek, biraz da strateji olabilir! “Olamaz mı?” diyebilirsiniz. Tabi ki olur! Kadınlar, duygusal olarak bağlarını yeniden inşa etme noktasına geldiğinde, her zaman vicdanın da işin içine girmesi gerektiğini düşünürler. Bazen çözüm, davasız bir uzlaşmadır. Ama bu, asla unutulması gereken bir şey değildir. Her zaman bir adalet duygusu vardır.

Kamu Davası Nasıl Düşer? Komik Ama Gerçek!

Buraya kadar olanları biraz eğlenceli ama aynı zamanda ciddi şekilde inceledik. Peki ya kamu davası düşer mi? Hayatın en komik ve çelişkili kısmı burada başlıyor! Dava, mağdurun şikayetini geri çekmesiyle, yani kadın tarafından "affedilmesi" ile de düşebilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: Davanın düşmesi, aslında kadın açısından her zaman faydalı bir çözüm anlamına gelmez.

Mesela, bir kadın şiddete uğramış ve dava açmış. Sonra bir gün, "Belki de her şeyin eskisi gibi olmasını istiyorum" diyerek şikayetini geri çekiyor. Bu, kadının affetme süreciyle bir ilgisi olabilir ama şiddetle ilgili geri adım atılması, başkaları için tehlikeli bir sinyal olabilir. Burada komik olan şu ki: Dava düşer ama şiddet hala devam eder ve orada kalıcı çözüm aramak, herkesin istediği çözüm değildir!

Evet, yanlış duymadınız! Dava düşebilir ama adalet yine tam anlamıyla sağlanamaz. Komik mi? Biraz! Ciddi mi? Çok! Yani, kimse şiddetin çözümü olarak davanın düşmesini beklemesin. İşte, hayatın ironisi bu kadar net!

Sonuçta Ne Olur? Gerçek Hayatta Şiddetle Mücadele…

Evet, sonuçta ne olur? İşin mizahi kısmını bir kenara koyarsak, şiddet her şekilde kabul edilemez. Dava düşse de düşmese de, herkesin öğrenmesi gereken bir şey var: Adalet, sadece kağıt üzerinde değil, insanın vicdanında, kalbinde de bulunur.

Ama buradaki mizah, bize şunu hatırlatıyor: Adaletin gerçekten sağlanabilmesi için herkesin bu konuda sorumluluk taşıması gerekir. Ve unutmamalıyız ki, şiddetle mücadele yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda toplumun bilinçli bir şekilde durması gereken bir konu.

Şimdi, forumdaşlar! Sizce dava düşse de, şiddet bir daha yaşanır mı? Ya da şiddetle mücadelede hangi çözüm daha etkili olur? Kendi fikirlerinizi bizimle paylaşın, bakalım kim ne düşünüyor? Hadi, yorumlarınızı bekliyoruz!
 
Üst